Tüketim
çağında yaşıyoruz, tüketmediğimiz bir gün yok; günün her saatinde tüketiyoruz. Hiçbirşey
satın almasak da altında oturduğumuz elektrik, yudumladığımız su, hatta
aldığımız her nefes...Peki
neden tüketiyoruz, hiç düşünüyor muyuz? Özellikle tükettiğimiz ürün ya da hizmetlerin gerçekten
ihtiyaç olup olmadığının farkına varmakla başlıyor herşey. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır ve
içinde bulunduğumuz toplumun beklentilerine uygun olarak tüketim ihtiyacımız
başlıyor. Örneğin okula yeni başlayan çocuğunuzun sınıf arkadaşında görüp beğendiği X markalı bir ayakkabıyı sizden de istemesi bunun en güzel örneği. Peki ileri
yaştaki insanlar için durum nasıl? Sadece sosyallik mi tetikleyici? Medya kanalları
ile karşılaşılan reklamlar, internet sitelerinin gönderi sağladığı reklam
bannerları, kolaylıkla satın almayı sağlayan online alışveriş siteleri, eş dost arkadaş tavsiyesi de bu alışkanlığımızın vazgeçilmez olmasının en büyük destekçileri
arasında sayılabilir.
Yakın
Arkadaşımız Olan Kredi Kartları
Günümüzde
evlerde çoğunlukla hem anne hem baba çalışıyor, iki taraflı kazanç eve girip refah seviyesi yükseldikçe
harcama alışkanlıkları ihtiyaçla beraber artık keyfi duygulara da hizmet
ediyor. Özellikle de kadınların stres seviyelerini
yaptıkları alışverişler ile ölçtüğü bir toplumdayız. Alışveriş yaparak
stresimizi atıyoruz gibi geliyor. Alışveriş yaptıkça kabaran kredi kartı
ekstreleri stresi ay sonunda çoğaltıyor aslında. Harcama yaparken nakit
kullanmayışımız harcama yaptığımızı farketmemizi engelliyor bazen. Biten limit ile
karşılaşılınca durum tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilmiş oluyor. Bazen en yakın arkadaşımızdan da daha yakın olan, stres seviyemizi azalttığını düşündüğümüz kredi kartlarının kontrolüne dikkat etmemiz lazım.
Güzellik Ve Bakım
Alışverişlerimiz
Peki
harcamalarımızı nasıl yapıyoruz, haydi inceleyelim! Anlattıklarımızdan farklı bir ruh hali ile
hareket ediyorsanız, yazımızın altında yorumlarınızı lütfen bizimle paylaşın. Kozmetik firmalarının özel günler
için yaptıkları indirim konulu kampanyalardan haberimiz oluyor ve bazen planlarımızı iptal edip ya da erteleyip
mutlaka o günlerde mağazaları ziyaret ediyoruz. Hatta kampanyadan haberinin
olmadığını düşündüğümüz eş dost yakın akraba arkadaşlarımıza da haber vermeyi
ihmal etmiyoruz!. Bir kozmetik mağazasına
gittiğinizde ruj almak istediğinizi farzedelim. Evde daha kaç tane daha aldığınız
ama kullanmadığınızı düşündüğünüz ve hatta bazılarının da son kullanım
tarihlerinin geçmiş olabileceğini düşünüyorsunuz. Bu düşünce ilk aklımıza
geldiğinde rujların sayıca fazlalığı değil acaba hangi farklı yeni ruju alsam
dediğiniz oluyor mu? Ya da seçeceğiniz göz farı için far kutusunun sevimliliği
ve ona sahip olma duygusu ile aldığınız oluyor. Peki ya yedeklemeler, artık tüm
kozmetik bloglarında ya da sosyal medya kanallarında bahsedilen kozmetik
alışverişi konulu yazılarda bloggerların yedeklemek için aldım ifadelerini
sıklıkla okuyoruz, gerçekten yedeklerimizi kullanıyor muyuz, yoksa sıkılıp
farklı bir markayı mı denemeye başlıyoruz? Kozmetik alırken tavsiye edilen ürünler en önemli tercih sebebimiz,
tercih edilen ürünleri çok iyi araştırmalıyız, herkesin cildi aynı değil,
dolayısı ile tavsiye ile alışveriş için oldukça dikkatli olmak lazım.
Kıyafetlerimiz
Kozmetik
mağazasından ayrılıp, kışlık kazakların olduğu reyona geçtiğinizde bu sefer de
hangi farklı rengi alsam düşüncesinden kendinizi alamıyor musunuz, alacağınız
rengin evde bir koyu tonu varsa bir de açık tonu olmalı!. Kazağımızı da kendimizce
farklı olduğu için aldıktan sonra geçelim vazgeçilmez bir reyona, işte tüm
cazibesi ile ayakkabılar orada duruyor!... Standları gezip herhangi birini gördükten sonra şunu şurada
giyerim diye düşünüyor musunuz, işte tam bu noktada durmak lazım. Eğer ürünü
ortama uydurmaya çalışıyorsanız ihtiyaçtan almıyorsunuzdur. İhtiyaçtan alınıyor
olsa idi, ayakkabı modeli görüldüğü anda, hemen ayak numaranıza uygun olanını
satış danışmanından hemen isteniyor olurdu. Bugünlük kıyafet alışverişine ara
verelim yarın da market alışverişine çıkıyor olacağız.
Market Alışverişlerimiz
Çok
fazla duyduğumuz bir doğru var, açken market alışverişine gidilmemesi
gerektiği, eğer açsanız, herşeyi yeme isteğiniz çok olacaktır. Üstelik de aç
insan çok da sağlıklı düşünemez. Markete girdik, hemen market arabasını aldık,
market arabası seçtiklerimizi taşımamak
için market sepetine göre hepimize daha çekici geliyor. Alışverişimizi yaparken başlıca
dikkat etmemiz gerekenleri aşağıda belirttik:
· Market sepetinin büyük olması, her
beğendiğimizi içine koyabilmemiz açısından alışverişimizi kolaylaştırır ve ne kadar koyarsak koyalım market arabası
gözümüze boş gelir. Bu sebeple alışveriş
arabasını doldurmaya çalışmak bizim için çok da yararlı olmayacaktır.
· Alışverişimizi
yaparken elimizde daha önceden ihtiyaçlarımızı belirlediğimiz bir listemiz
olmalı. Bu liste sayesinde o an büyüsüne
kapıldığımız bir ürünü almak durumunda kalmayıp sadece gerçekten ihtiyacımız
olan ürünleri alırız.
· Çocuklarla alışverişe gitmek oldukça
yorucudur ve çocukların hemen görüp almak istedikleri için belirlediğiniz
ihtiyaç listesini uygulamak zor olabilir bu sebeple aklı eren çocuklarınıza
alışveriş yaparken liste ile mutabık kalma konusunda ikna edilmesi
gerekmektedir.
· Peki amacımız tüketimi daha dengeli
şekilde yapmak ve aile bütçesine katkı sağlamak ise, bu durumda tek bir market
ile sınırlı kalmamak lazım. Tek bir markete girerek bütün ihtiyaçların
karşılanması kolaylık gibi görünse de fiyat mukayesesi yaparak alışveriş
yapılması da aile bütçesine büyük katkı sağlayacaktır.
· Alışveriş merkezlerine ulaşım da eğer
araba ile olacaksa benzin harcamasının kontrol altında tutulması açısından en
yakın lokasyonlardan seçilmesi de bu durumu kolaylaştıracaktır.
Dekoratif Ev Eşyaları
Peki
hani neredeyse her haftasonu ziyaret ettiğimiz o alışveriş merkezlerinde karşımıza
çıkan mağazalarda her özel güne göre değişen konsepte göre hazırlanan o
dekoratif ürünler ne kadar da sevimli ve
albenili görünüyorlar değil mi? Bize çocukluğumuzu hatırlatan müzik kutuları,
yılbaşına özel mumluklar, birbirinden güzel fotoğraf çerçeveleri ve daha
niceleri. Bu tür mekanlara girdiğimizde başımızın döndüğünü farkettiğimiz anda
hemen düşünmemiz gerekenleri aşağıda sıraladık:
·
Evdeki eski ürünü nereye kaldıracağım?
·
Evdeki eski ürünü kime vereceğim?
·
Evde eski atılması için gerekli ömrü
tamamladı mı?
·
Alacağım yeni ürüne benzeyen ya da ona
alternatif evde kaç ürünüm daha var?
·
Bütün bunların temizliğini yaparken ne
kadar zaman harcıyorum?
·
Kredi kartı ektremde gerçekten yeralması
gereken bir ürün mü?
·
Eğer almazsam çok mu mutsuz olurum?
Durup düşünelim! Belki de hevesimiz geçicidir. Bir anlık mutlu olmak için eve yeni bir üye
daha sokmaya gerek olmadığını hemen anlayacaksınız. Özetle; tüketerek
mutlu olmaya çalışmak yerine, zamanımızın ve naktimizin kıymetini bilmeliyiz. Harcama yaparak, gerekli gereksiz şeyleri
alarak stresimizi azaltmak yerine, bu alışkanlığımızın yerine koyabileceğimiz farklı
davranışları geliştirmemiz gerekmektedir. Minimalist yaşam felsefesine göre az olan aslında çoktur, az olan yeterli ise yerine yenilerini almak
hem zaman hem de maliyet kaybı olacaktır. Yeniden, birtane daha alıyor olmak yerine
yetinmesini bilmek en büyük tatmin sebebidir. Böylece bizden sonraki nesillere
daha iyi örnek ve varlık devredebiliriz. Sonraki yazımızda görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Başarı ile gönderildi. Teşekkür ederiz.