2 Ocak 2017 Pazartesi

AZ ÇOKTUR

Tüketim çağında yaşıyoruz, tüketmediğimiz bir gün yok; günün her saatinde tüketiyoruz. Hiçbirşey satın almasak da altında oturduğumuz elektrik, yudumladığımız su, hatta aldığımız her nefes...Peki neden tüketiyoruz, hiç düşünüyor muyuz? Özellikle tükettiğimiz ürün ya da hizmetlerin gerçekten ihtiyaç olup olmadığının farkına varmakla başlıyor herşey. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır ve içinde bulunduğumuz toplumun beklentilerine uygun olarak tüketim ihtiyacımız başlıyor. Örneğin okula yeni başlayan çocuğunuzun sınıf arkadaşında görüp beğendiği X markalı bir ayakkabıyı sizden de istemesi bunun en güzel örneği. Peki ileri yaştaki insanlar için durum nasıl? Sadece sosyallik mi tetikleyici? Medya kanalları ile karşılaşılan reklamlar, internet sitelerinin gönderi sağladığı reklam bannerları, kolaylıkla satın almayı sağlayan online alışveriş siteleri, eş dost arkadaş tavsiyesi de bu alışkanlığımızın vazgeçilmez olmasının en büyük destekçileri arasında sayılabilir.
 
Yakın Arkadaşımız Olan Kredi Kartları
Günümüzde evlerde çoğunlukla hem anne hem baba çalışıyor, iki taraflı  kazanç eve girip refah seviyesi yükseldikçe harcama alışkanlıkları ihtiyaçla beraber artık keyfi duygulara da hizmet ediyor. Özellikle de kadınların stres seviyelerini  yaptıkları alışverişler ile ölçtüğü bir toplumdayız. Alışveriş yaparak stresimizi atıyoruz gibi geliyor. Alışveriş yaptıkça kabaran kredi kartı ekstreleri stresi ay sonunda çoğaltıyor aslında. Harcama yaparken nakit kullanmayışımız harcama yaptığımızı farketmemizi engelliyor bazen. Biten limit ile karşılaşılınca durum tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilmiş oluyor. Bazen en yakın arkadaşımızdan da daha yakın olan, stres seviyemizi azalttığını düşündüğümüz kredi kartlarının kontrolüne dikkat etmemiz lazım.
Güzellik Ve Bakım Alışverişlerimiz
Peki harcamalarımızı nasıl yapıyoruz, haydi inceleyelim!  Anlattıklarımızdan farklı bir ruh hali ile hareket ediyorsanız, yazımızın altında yorumlarınızı lütfen bizimle paylaşın. Kozmetik firmalarının özel günler için yaptıkları indirim konulu kampanyalardan haberimiz oluyor ve bazen  planlarımızı iptal edip ya da erteleyip mutlaka o günlerde mağazaları ziyaret ediyoruz. Hatta kampanyadan haberinin olmadığını düşündüğümüz eş dost yakın akraba arkadaşlarımıza da haber vermeyi ihmal etmiyoruz!.  Bir kozmetik mağazasına gittiğinizde ruj almak istediğinizi farzedelim. Evde daha kaç tane daha aldığınız ama kullanmadığınızı düşündüğünüz ve hatta bazılarının da son kullanım tarihlerinin geçmiş olabileceğini düşünüyorsunuz. Bu düşünce ilk aklımıza geldiğinde rujların sayıca fazlalığı değil acaba hangi farklı yeni ruju alsam dediğiniz oluyor mu? Ya da seçeceğiniz göz farı için far kutusunun sevimliliği ve ona sahip olma duygusu ile aldığınız oluyor. Peki ya yedeklemeler, artık tüm kozmetik bloglarında ya da sosyal medya kanallarında bahsedilen kozmetik alışverişi konulu yazılarda bloggerların yedeklemek için aldım ifadelerini sıklıkla okuyoruz, gerçekten yedeklerimizi kullanıyor muyuz, yoksa sıkılıp farklı bir markayı mı denemeye başlıyoruz? Kozmetik alırken tavsiye  edilen ürünler en önemli tercih sebebimiz, tercih edilen ürünleri çok iyi araştırmalıyız, herkesin cildi aynı değil, dolayısı ile tavsiye ile alışveriş için oldukça dikkatli olmak lazım.
Kıyafetlerimiz
Kozmetik mağazasından ayrılıp, kışlık kazakların olduğu reyona geçtiğinizde bu sefer de hangi farklı rengi alsam düşüncesinden kendinizi alamıyor musunuz, alacağınız rengin evde bir koyu tonu varsa bir de açık tonu olmalı!. Kazağımızı da kendimizce farklı olduğu için aldıktan sonra geçelim vazgeçilmez bir reyona, işte tüm cazibesi ile ayakkabılar orada duruyor!... Standları gezip  herhangi birini gördükten sonra şunu şurada giyerim diye düşünüyor musunuz, işte tam bu noktada durmak lazım. Eğer ürünü ortama uydurmaya çalışıyorsanız ihtiyaçtan almıyorsunuzdur. İhtiyaçtan alınıyor olsa idi, ayakkabı modeli görüldüğü anda, hemen ayak numaranıza uygun olanını satış danışmanından hemen isteniyor olurdu. Bugünlük kıyafet alışverişine ara verelim yarın da market alışverişine çıkıyor olacağız.

Market Alışverişlerimiz
Çok fazla duyduğumuz bir doğru var, açken market alışverişine gidilmemesi gerektiği, eğer açsanız, herşeyi yeme isteğiniz çok olacaktır. Üstelik de aç insan çok da sağlıklı düşünemez. Markete girdik, hemen market arabasını aldık, market arabası  seçtiklerimizi taşımamak için market sepetine göre hepimize daha çekici geliyor.  Alışverişimizi yaparken başlıca dikkat etmemiz gerekenleri aşağıda belirttik:
·    Market sepetinin büyük olması, her beğendiğimizi içine koyabilmemiz açısından alışverişimizi kolaylaştırır  ve ne kadar koyarsak koyalım market arabası gözümüze boş gelir.  Bu sebeple alışveriş arabasını doldurmaya çalışmak bizim için çok da yararlı olmayacaktır.
·   Alışverişimizi yaparken elimizde daha önceden ihtiyaçlarımızı belirlediğimiz bir listemiz olmalı.  Bu liste sayesinde o an büyüsüne kapıldığımız bir ürünü almak durumunda kalmayıp sadece gerçekten ihtiyacımız olan ürünleri alırız.
·   Çocuklarla alışverişe gitmek oldukça yorucudur ve çocukların hemen görüp almak istedikleri için belirlediğiniz ihtiyaç listesini uygulamak zor olabilir bu sebeple aklı eren çocuklarınıza alışveriş yaparken liste ile mutabık kalma konusunda ikna edilmesi gerekmektedir.
·   Peki amacımız tüketimi daha dengeli şekilde yapmak ve aile bütçesine katkı sağlamak ise, bu durumda tek bir market ile sınırlı kalmamak lazım. Tek bir markete girerek bütün ihtiyaçların karşılanması kolaylık gibi görünse de fiyat mukayesesi yaparak alışveriş yapılması da aile bütçesine büyük katkı sağlayacaktır.
·   Alışveriş merkezlerine ulaşım da eğer araba ile olacaksa benzin harcamasının kontrol altında tutulması açısından en yakın lokasyonlardan seçilmesi de bu durumu kolaylaştıracaktır.

Dekoratif Ev Eşyaları
Peki hani neredeyse her haftasonu ziyaret ettiğimiz o alışveriş merkezlerinde karşımıza çıkan mağazalarda her özel güne göre değişen konsepte göre hazırlanan o dekoratif  ürünler ne kadar da sevimli ve albenili görünüyorlar değil mi? Bize çocukluğumuzu hatırlatan müzik kutuları, yılbaşına özel mumluklar, birbirinden güzel fotoğraf çerçeveleri ve daha niceleri. Bu tür mekanlara girdiğimizde başımızın döndüğünü farkettiğimiz anda hemen düşünmemiz gerekenleri aşağıda sıraladık:
·         Evdeki eski ürünü nereye kaldıracağım?
·         Evdeki eski ürünü kime vereceğim?
·         Evde eski atılması için gerekli ömrü tamamladı mı?
·         Alacağım yeni ürüne benzeyen ya da ona alternatif evde kaç ürünüm daha var?
·         Bütün bunların temizliğini yaparken ne kadar zaman harcıyorum?
·         Kredi kartı ektremde gerçekten yeralması gereken bir ürün mü?
·         Eğer almazsam çok mu  mutsuz olurum?
Durup düşünelim! Belki de hevesimiz geçicidir.  Bir anlık mutlu olmak için eve yeni bir üye daha sokmaya gerek olmadığını hemen anlayacaksınız. Özetle; tüketerek mutlu olmaya çalışmak yerine, zamanımızın ve naktimizin kıymetini bilmeliyiz.  Harcama yaparak, gerekli gereksiz şeyleri alarak stresimizi azaltmak yerine, bu alışkanlığımızın yerine koyabileceğimiz farklı davranışları geliştirmemiz gerekmektedir. Minimalist yaşam felsefesine göre az olan aslında çoktur,  az olan yeterli ise yerine yenilerini almak hem zaman hem de maliyet kaybı olacaktır. Yeniden, birtane daha alıyor olmak yerine yetinmesini bilmek en büyük tatmin sebebidir. Böylece bizden sonraki nesillere daha iyi örnek ve varlık devredebiliriz. Sonraki yazımızda görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Başarı ile gönderildi. Teşekkür ederiz.